Dokuz Tarihsel Katman

Tarih boyunca dokuz kez doğal afetler ve savaşlarla yıkılan Truva’yı dokuz katman halinde incelemek mümkündür. İlk tabaka, Truva I, İ.Ö. 3000-2500 yıllarını kapsamaktadır. Üst üste on tabakadan oluşan ve Erken Bronz Çağına tarihlenen bu ilk yerleşim, 90 m. çapında oldukça küçük bir alanı kaplamaktadır. Truva I’in Surları iyi korunmuştur. Güneydeki ana girişi iki kule desteklemekteydi. Kuzeydeki 102 Numaralı Ev, bu tabakanın en önemli buluntusu olarak kabul edilmektedir. 7,00x18,75 m. ölçülerindeki ev, ön odası ve büyük odasındaki ocağı ile “megaron” (dikdörtgen/kare iç mekân ile ön dehlize sahip, içinde ocak bulunan ahşap tavanlı yapı) tarzındadır; Antik Yunan tapınaklarına öncülük etmiş bu tipin bilinen ilk örneklerindendir. Mermer ya da kireç taşından şematik figürinler; koyu renk perdahlı kâseler kazıma tekniğinde basit geometrik motiflerle bezeli çömlekler ve üç ayaklı leğenler bulunmuştur. Truva I’in büyük bir yangınla son bulduğu anlaşılmıştır.

İ.Ö. 2500-2200 yıllarına tarihlenen ikinci katman, Truva II ise, 7 yapı katından oluşur. 110 m.lik bir alanı kaplamasına karşın, Truva tarihinde büyük bir önem taşır. Üç ana döneminde yeni sur duvarları yapılmıştır. Anıtsal girişi büyük boyutlu megeronların mimarî cephe oluşturacak biçimde yan yana sıralanmasıyla yerleşim, kent plânlamacılığı açısından önemli bir aşamanın temsilcisi olmuştur. Bununla birlikte, Truva I kültürünün sürdürüldüğü söylenebilir. Kentin plânlama anlayışı, daha sonraki dönemlere ait Tiryns ve Atina gibi Antik Yunan şehirlerinde sürdürülmüştür. Bakır ve tunç aletlerin ve kapların yanı sıra, çok miktarda altın ve gümüş bulunmuştur. Truva II, bir istila sonucunda yıkılmıştır.

Truva III-V katmanlarında, Truva’nın önceki parlak çağının yok olmaya başladığı öne sürülmektedir. Yaşam tarzının fazla değişmediği anlaşılan Truva III (İ.Ö. 2200- 2050), 4 yapı katından oluşmuştur. Bu döneme ait kalıntılar, Truva II’nin güneyindeki rampanın kuzeybatısında karşımıza çıkar ve genellikle, moloz taşlarla yapılmış bitişik küçük evler ve dar sokaklarla biçimlenmiştir. Sur duvarları da tümüyle taştandır. Küçük buluntularda, önemli bir yenilik görülmez. Yalnız kap biçimleri değişmiş; çan biçimli kâseler, maşrapalar, gaga ağızlı testiler ortaya çıkmıştır. Az sayıdaki çark yapımı kapların daha çok zenginler için imâl edildiği sanılmaktadır. Beş yapım evresinin görüldüğü ve Erken Tunç Çağının son yerleşmesini oluşturan Truva IV’te (İ.Ö. 2050-1900), 5 yapım evresi görülür. Sur duvarlarının bile bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bitişik düzendeki sıradan yapılar, batıdaki VIA’nın doğusunda yer almaktadır. Kil döşemeli taş temel üzerine kerpiçten yapılmış evlerin avlularında, ilk kez olarak kubbeli fırınlar açığa çıkarılmıştır. Erken Tunç Çağından Orta Tunç Çağına geçişi oluşturan Truva V’te (İ.Ö. 1900-1800) ise, 6 yapım evresi saptanmıştır. Yerleşimin, basit bir surla çevrildiği anlaşılmıştır. Evlerin mimarî özellikleri büyük ölçüde Truva IV’ü yinelemekle birlikte, duvarların daha özenli bir işçilik gösterdiği, daha düzgün ve büyük boyutlu mekânların yapıldığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, kubbeli ocaklar ve arı kovanı biçimli fırınlar, sekiler olmak üzere iç mekândaki öğelerde artış görülmüştür. Tüm bu özellikler, yaşam tarzında bir gelişmenin olduğunu göstermektedir.





 
Bu site Kültür ve Turizm Bakanlığı Bilgi Sistemleri Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanmıştır.
Bu sayfa 6598 kez gösterilmiştir.