Horan Kelimesi

TÜRK HALK OYUNLARI KATALOĞU

HORAN KELİMESİ:

Karadeniz halkının kanaatince Horom, Horon, Horun, Horan denilen oyun dizileri de işte o "sıralanıp demetleniş" ve yığınlanışlara teşbihen (benzetilerek) şive farklarına göre yer yer bu adları almışlardır.

Bu oyunların sevinç, curcuna ve hareket unsurları çok ve türkü sözleri pek işlek surette sürekli olduğu için Horan kelimesinin anlamca telmihli mecazlar (im'lı, üstü kapalı anlamlar) da edindiği, hatt' kimi başharfinin düştüğü, kimi (r) sesi yerine (z) geçtiği, bazen oyun dışında fiilleri bile türediği anlaşılıyor. Buna yol açan aynılık veya andırışları önce gözden geçirmemiz doğru olacaktır.

I. Horan:

1. Yığınak cemiyet, toplantı; odalarda, köşe başlarında toplanarak konuşan halk (Lohan köyü - Gaziantep)
2. Oyun, raks (Alucra, Mesudiye - Giresun)
3. Aile efradı - bireyleri (Kırşehir)
4. Biçilmiş tarla (Erzincan)
5. Çalgılık kalabalık, eğlence mahalli (Civan Yaylağı - Mersin "Göçerler arasında")
6. Fırın (Kayseri)

II. Horanlama:

Masal: Bu gece dedem horanlama söyledi. (Sarayözü - Amasya)

III. Horansız:

Ölçüsüz, bereketsiz. Bu kadının eli horansızdır. Değişik benzerleri şunlardır:

Oran: İzan, anlayış, yalan, masal, al'metifarika - niş'n, mübalağacı, geveze (Eski metinlerde orannamak fiili vardır).

Orandalamak:

1. Toplamak, bir araya getirmek.
2. Sıraya, düzene koymak (Koyunu orandalayıp çıkarmak)

Bu fiil, bir XVI. yüzyıl Anadolu metninde geçer.

Oranlama:

1. Darbımesel, atalar sözü (Bağviran Çağa, İlhan, Dastarlı - Ayaş, Orta Bereket - B'l' ANKARA, Aybastı - ORDU).
2. Masal, hikâye, efsane (Civan Yaylağı - Mersin).
3. Tekerleme. (Tarlanın tavı, kaymağın yağı gibi).
4. Gizli araştırma: kaybolan koyunu çobanlardan oranladım (Küçük Yozgat - Ankara).


Oranlamak: (Lapseki - Çanakkale).

Oransız: Beceriksiz (İzmir).

Orannama:

1. Atalar sözü (Ankara, Kastamonu)
2. Yalan, asılsız şey (Kuzgun, Karaisalı - Adana; Mut - İçel; Orta Bereket, Bal' - Ankara)
3. L'tife, fıkra (Çandır - Giresun)
4. Bilgiçlik taslama (Kozayca, Kızılhoca - Yozgat)
5. Tahmin etme (Kıbrıscık - Bolu)

Giresun tarafında l'tifeli fıkra anlamında "orannama" kelimesi kullanıldığına göre, "Orannamak" fiilini "Horan çevirmek" anlamında kullanmış olsalardı, Oran veya Horan telâffuzlarının aynılığında büsbütün şüphe kalmazdı. Buna rağmen birlik bizce yine de muhakkaktır. Horanlamak fiili unutulmuş olabilir.

Horan kelimesi, yurtta yer adı olarak da yaygındır. Horan köyü adlı yerler var, fakat hiçbir horon köyü yoktur. Tarihteki derinliği "Horan" iml'sıyla "depmek" yardımcı fiili kadar eskidir.

En eski metnimizde Horan kelimesi depmek, yardımcısıyla geçer: Khoran deperler.

Tanzimat lüg'tçılarına (sözlükçülerine) göre (Ahmet Vefik Paşa Lehçe - i Osmanî) Yunanca olan Hora bu dizidekilerin en eskisidir. Öbürlerini hep ondan türemiş görmek sathî nazar (yüzeysel bakış) için kolaydır. Fakat, işin içine Asya Türkçelerinin karıştığı dikkate alınırsa, böylesine bir aceleciliğin sorumluluğu ve bir halk etimolojisinden daha sıhhatli bir netice doğuramayacağı derhal anlaşılır. Oğuzlar, Anadolu'ya sıra oyunsuz gelmediklerine göre, Türkçelerinin şöyle bir sadeleşmeye doğru türemişliğine inanmak her şeyden önce gerçekliğe uygun düşer, mantıkî olur: Horum, Horun, Horon, Horom, Horan, Hora, Horo, Hor. Neticede (sonuç olarak); Hora da Rumca değildir. Yardımcısı "depmek" kadar Türkçe'dir.

Komşu zıt dillerde bünye ve anlamca tesadüfen andırışarak arayıcıları (araştırmacıları) bazen yanıltan kelimeler, dans adları arasında epeyce vardır; meselâ Latince'de bir Hora kelimesi; "belirli bir saatte söylenmesi şart koşulmuş şarkı" demektir ki, bunun eski Yunanca'dan khorca okunuşlu kelimeyle hiçbir kök ilgisi yoktur. Sonuncusu, "şarkılı halka oyunu" demektir.

Öte yandan Romanyalıların Hora (Savat) adlı bir sıra oyun çeşidi vardır. Onun da Yunanca kelimeyle hiçbir dil münasebeti yoktur.

Latince'de Horae, manastırlarda şarkıya veya duaya ayrılmış saat demektir. Ne dansla ne de Yunanca'yla ilişkisi yoktur.

Besarabya Gagauzların "horu" dediği sıra oyunun da komşu Romenlerin Hora'sıyla kök birliği yoktur.

Taç anlamındaki antik "koronna" ile Fransa'nın "carole" rondu arasında münasebet arandıysa da ne bu uğraşmadan ne de "Yunanca Korae"ye bağlılık ihtimali faraziyesinden (yaklaşımından) hiçbir netice çıkmadı. Sırpça Kolo da ayrıdır.






 
Bu site Kültür ve Turizm Bakanlığı Bilgi Sistemleri Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanmıştır.
Bu sayfa 2449 kez gösterilmiştir.