Sofrayla İlgili Adet ve İnanmalar

Sofraya İlgili Adet ve İnanmalar

Aynı anda iki kişi su isterse, önce büyüğe su verilir.

Sofrada lokmasını yarım bırakıp kalkana;
“Günah, her işin böyle yarım kalacak”,
“Mezarın yarım kalacak”,
“Ekmek arkandan ağlayacak”,
“Ekmek sana beddua edecek” denmektedir.

Yemek yerken boğazda lokma kalırsa; “Bir sevdiğim aç” denmektedir.

Çok yemek yiyenlere; “Ne kadar karnın yırtık, karnın doymadı mı hala?” denmektedir.

Sofrada herkes doyup kalktıktan sonra birisi yemeğe devam ediyorsa;
“Heybe doldu,
Torba doldu
Talan karın
Sana ne oldu
Yeter yediğin,
Saman senin,
Samanlıkta mı senin?” denmektedir.

Sofra bezindeki ekmek kırıntıları hayvanlara verilmekte veya kuşlar yesin diye yüksek bir yere atılmaktadır.

Hamur yoğururken tekneden hamur düşerse: “Hamur sıçradı; misafir gelecek” denmektedir.

Mutfağın bereketi bol olsun diye, yörede sonbaharda yemek mevlitleri verilmektedir. Dua okunurken ortaya bir tabak tuzla, bir tabak dövme konmakta; mevlit bittikten sonra okunmuş tuzla dövme komşulara dağıtılmaktadır. Bunlar, eve bereket getireceği inancıyla ambara atılmaktadır.

Birisi süte veya yoğurda nazar değdirmişse; nazar değdiren kişi biliniyorsa; onun evinden gizlice ya da bir bahaneyle tuz istenir. Bir de ayakkabısına gizlice ip ölçülüp, sütün veya yoğurdun etrafına gizlice yakılır; dumanı etrafına verilir.

Ocak üzerine su dökülerek söndürülmemekte; “Cin çarpar, peri çarpar” denmektedir.

Cuma günleri ocağa tuz atılarak, buhur (yanınca koku veren bir madde) kokutulmaktadır. O gün ölünün ruhu evi gezer “evim şenliktir” diye sevinir gidermiş.

Yaşlılıkta el titremesine neden olacağı inancıyla ocağa tırnak atılmaz.





 
Bu site Kültür ve Turizm Bakanlığı Bilgi Sistemleri Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanmıştır.
Bu sayfa 1835 kez gösterilmiştir.