Ölüme Dair İnanmalar

ÖLÜME DAİR İNANMALAR

Yaşamın sonu olarak kabul edilen ölüm, bütün toplumlarda ürkütücü bir olay olarak görülmektedir. Doğum ve evlenmeden sonra, hayatın sonuncu geçiş dönemi olan ölüm etrafında birçok gelenek, görenek, adet ve inanma kümelenmiş durumdadır.

Ahlat ilçe merkezinde söz konusu adet ve inanmalara dayalı birçok uygulama göze çarpmaktadır. Ahlat'ta ölüm; ölümü düşündüren ön belirtiler, ölüm sırası, ölüm sonrası, yas, ruhla ilgili inanmalar başlığı altında incelenmektedir.

Ölümü düşündüren ön belirtiler:

Anadolu'nun birçok yöresinde olduğu gibi Ahlat'ta da ölümün ön belirtisi olarak kabul edilen durumlar vardır.

Bu olayları içeren konular;

Hayvanların davranışları,

Meteoroloji olayları,

Eşyaların durumlarıyla ilgili durumlar,

Rüyalar başlığı altında toplanmaktadır.

Yukarıdaki ana başlıklar altında ölümü çağrıştıran belirtileri şöyle sıralayabiliriz.

Baykuş ötmesi,

Köpek uluması,

Horozun zamansız ötmesi,

Leyleğin ağzında et getirmesi,

Yıldız kayması (Birinin öleceğine işarettir. “Devlet büyüklerinden biri gitti.” denir.)

Ay tutulması,

Güneş tutulması,

Makasın ağzının açık kalması (Kefen biçileceğine işarettir.) Makasın ağzı hemen kapatılır.

Terlik ters dönerse kötüye işarettir. Etkiyi yok etmek için terlik düz çevrilir.

Rüyada öleceğini görmek ömrü uzatır.

Rüyada siyah ayakkabı görmek,

Rüyada evin herhangi bir yerinin yıkılması,

Rüyada evin direğinin yıkılması (Evin büyüğünün öleceğine işarettir.)

Rüyada diş dökülmesi ölüme işarettir.

Rüyada, ölmüş kimse bir şey verirse iyi haberdir; bir şey alırsa kötüye işarettir.

Rüyada, ölmüş kimse çağırırsa “adam ister” derler.

Rüyada çıplak kadın görmek, bir erkeğin öleceğine; çıplak erkek görmek, bir kadının öleceğine işarettir.

Kötü rüyaların etkisini yok etmek için;

Fakir görünce tesatlık (sadaka) verilir.

Sabah hiç kimseyle konuşmadan erkenden kalkılır; görülen rüya olduğu gibi suya anlatılır. Su o rüyayı alır gider.

Ölümü uzaklaştırmak için;

Zamansız öten horozun başı kesilir.

Baykuş öterse, “Gene baykuş ötüyor; bir şey var. Allah sonunu hayır etsin.” denir.

Köpek uluduğu zaman sadaka gibi önüne ekmek atılır; terlik ters çevrilir.

Akşam namazından sonra, evden dışarıya maya, tuz verilmez. Siyah sac evden dışarıya çıkarılmaz.

Sacayak yemek piştikten sonra el ile ortaya bir çizgi atılarak bir köşeye kaldırılır.

Tırnak ve saç ateşe atılmaz.

Erken uyumak iyi sayılmaz.

Salı ve Cumartesi günü çamaşır yıkanmaz, ölüm olur.

Perşembe ve Pazartesi günü çarşaf kaplanmaz.

Çocuğu ölen, arife günlerinde dikiş dikmez.

Kurban bayramında üç gün iğne ele alınmaz; alınırsa, iğne öbür dünyada hacıların ayağına batarmış.

Cuma günü ev süpürülmez.

Yatak toplanırken önce ayak ucundan toplanır; başucundan ölü yatağı toplanır.

Ayaktan çıkarılan çoraplar baş ucuna konmaz.

Cuma günü ruhun eve geleceğine inanılır. Ölenlerin ruhuna gitsin diye o gün evde bir şey kokutulur.

Ölüme işaret olan belirtiler;

Ölecek hastanın bedeninde meydana gelen bazı değişiklikler halk arasında hastanın ölümünün yaklaştığının belirtisi olarak kabul edilmektedir. Kısaca “göz gider, renk gider, dil gider” şeklinde ifade edilen bu belirtiler, yöre halkı tarafından şöyle ifade edilmektedir:

Gözlerinin ışığı gider.

Elleri titrer, bir şey tutamaz.

Gözünü kapıya diker.

Gözünü tavana diker.

Çok yemek yer. “Ölecek, kısmetini topluyor.” derler.

Dudakları siyahlaşır.

Vücudunda morarma olur, rengi değişir.

Elleri ayakları buz gibi olur.

Sevdiği insanları görmek ister.

Hastanın dili tutulur.

Elleri ayakları beyazlaşır.

Tırnakları morarır.

Bacaklarını uzatıp öylece kalır.





 
Bu site Kültür ve Turizm Bakanlığı Bilgi Sistemleri Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanmıştır.
Bu sayfa 65182 kez gösterilmiştir.