Ragıp KARCI

Uygarlığın Doğduğu Şehir: Şanlıurfa

İlkçağdan Günümüze Urfa'da Sanat ve Edebiyat

Cumhuriyet Dönemi (1923-2000)

Ragıp KARCI (Şair-Yazar)

1945 yılında Siverek’de doğdu. İlk ve orta tahsilini Siverek’de yaptı. Erzincan’da Askeri Lise’yi bitirdi. Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nde Farsça eğitimini tamamladı. Çeşitli memuriyette bulunduktan sonra TRT’ye geçti. 1997 yılında buradan emekli oldu.

Şiir, hikâye ve çevirilerini Edebiyat ve Gelişme dergilerinde yayınlandı. Türkiye Yazarlar Birliği tarafından hazırlanan Kültür ve Sanat Yıllıkları’nın hazırlanmasından katkılarda bulundu.

“Biz insanlara hayal kurmayı, rüya görmeyi ve aşkı öğretiyoruz. Dahası şair görmeyi öğretir insanlara” diyerek şair ve şiire yaklaşan Karcı, şiir hususunda oldukça titiz davranır. Şiirlerinde usta bir söyleyiş hakimdir. Halk ve Divan Edebiyatı’ndan beslenerek fakat çağdaş bir söylemle, kapalı şiirler yazan Karcı, dile hakim olmayan, geleneği bilmeyen kimsenin şiir yazamayacağını söyler.

Eserleri:

Talan (hikâye), Bir Başkasının Kitabı (şiir), Yeni Bir Sevda Süleymanı (şiir), Yakarış Temrinleri (şiir).

Şiirinden Örnekler:

Adı Konulamayan Şiirler

Ben bu şiiri sana sunmalıyım
Hayalinin mihri diye
Sen gel yine beni kabul et
Beni baştan çıkar
Bana kandığını söyle.

Adı Konulamayan Şiirlere Zeyl Yahut

İstanbul Savunmaları I

Bir İsmail mi hülyalarını
Kentin avuçlarına boşaltan
Oysa ey resm-i muamma
Ey sihr-i kadim
Bir yanın yağmursa ey şehr-i
İstanbul Bir yanın mücessem bir iftira
Ve kan revan birilerinin
Mermisi sürülmüş namlular gibi aç
Ve şiirlere müdahil mısralar gibi sarhoş
Uykularına girip
Rüyalarından ellerini uzattıkları söylenir
Biri dedikleri kim Herkes bilir ki şimdi
Gecenin içinden çıkıp gelir
İri ve hazin gurbetiyle mesela İbrahim

Ben gördüm Seni bilmem

İşte bu şehirde efendim
İşte akşamın teri kurumdan
İbrahim, Yusuf ve ben
Kahveler sokağında
Hangi çayı söylesek
İçinde adından bir koku
Ellerin yıkanmış bir uyku gibi masalarda
Birinde kalbim
Biri yağmurları tutmak için denizin oralarda
Ve yusuf bir şiirde suyu arıyor
Bir mısrai biterse öbürü yalnız
İbrahim nereye baksa bir maküs talih biçiminde yaban

Aydınlık namlular gülüyor
Birileri türküler söylüyor
Bir Ahmet iki İrfan
Ateşin sofralar başındalar
Say ki yeri tutuyorlar

Bu şehirde su içmek bizim işimiz
Yıkanmak yani seni konuşmak
Bir de denizlere ağlamak yani seni anmak
Gel beni şerhet ellerim yoruldu sulara tutunmaktan
Gel beni anla tutup kalbimin vakitlerinden

Bir alnım cehennem
Onu al bana ellerini ver
Bir alnım yere aksın ey
İstanbul Ben yandım seni bilmem





 
Bu site Kültür ve Turizm Bakanlığı Bilgi Sistemleri Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanmıştır.
Bu sayfa 1216 kez gösterilmiştir.