Uygarlığın Doğduğu Şehir: Şanlıurfa
İlkçağdan Günümüze Urfa'da Sanat ve Edebiyat
Osmanlı Dönemi (1516-1923) Osmanlı Dönemi Sanat ve Edebiyatçıları Bu dönem, tezkirelere ve divan
sözlüklerine isimleri girmiş olan Urfalı şairlerin ulaşılabilenlerin toplamı
Nâbi ve Nüzhet Ömer dahil, toplam 10’dur. Çoğunluğu 17. ve 18. yüzyıl şairidir.
Ali Fuat Bilkan’ın yazdığına göre, edebiyat tarihimizde bilinen ilk divan şairi
asıl adı İsmail olan Reşit’tir. Bir diğer isim Ramazan adlı Şani’dir.
Tezkirelerde geçen bir diğer şair Faik-i Lenk’tir ve asıl adı Nizâmettin’dir.
18. yüzyılda yetişen Haki, asıl adı Mustafa olan Hatti, yine asıl ismi Seyyid
Mehmet Hayrettin olan Hayri, Berâi, Visâli, Zâhir, Fâni ve Urfalı mevlevi
şairlerinden olan Külhâni’yi görmekteyiz. Osmanlı dönemi, Urfalı divan şairlerini biyografileriyle beraber yazmak başlı
başına bir kitap konusu olduğundan biz sadece isimlerini zikrederek geçeceğiz:
Abdi (Melek Mahmud) (?-1901), Abdurrahman Rahmi (1875-1930), Admi
(1818-1900), Ahmed Lâmi (Sarı Vaiz) (1826-1888), Azmi (1888-1914), Bekir Kâmi
(1880-1920), Berki (1840-1889), Bican (?-1910), Durak (1860-1916), Faiz
(1823-1877), Fâni (1738-1800), Fatih (1870-?), Fehim (Rıf’at) (1837-1900),
Fenâyi (1860-?), Ferdi (1760-1825), Fürûgi (1877-?), Ğani (1880-?), Hafız
(1842-?), Haki (1851-1876), Halid (1823-1891), Halis (?-?). Hâmi (1884-1908),
Hamdi (1878-?), Hatâyi (1823-?), Hilmi (1857-1910), Hilmi (1881-?), Hulûsi
(1879-?), Hulûsi (1907-?), İsmail (1859-1914), İsmet (1827-1875), Kâmi (1860-?),
Kâni (1845-?), Kâni Baba (1812-1872), Kâtip (?-1836), Kürkçüzâde Mehmed Remzi
(1875-1924), Lami (1820-?), Mahvi (1821-1871), Ma’rûfi (1842-?), Mehmet Fâni
(1738-1800), Mehmet Lütfi (1888-1938), Mehmet Nâfi (?-?), Mehmet Nuri
(1875-1946), Mihrî (1832-1878), Mûhibbi (1854-1906), Namık (1878-1915), Nâtık
(?-1866), Raşid (1841-1912), Ratıb (1812-1886), Sabir (1819-1893), Sabri
(1800-1871), Safvet Efendi (1866-1950), Sami (18.yy.), Sâni (1783-1848), Selim
(1785-1857), Sıdkı (1850-1914), Şahab (1889-1932), Şeyh Halid (1845-1915), Tâkî
(1848-1909), Tevfik (1861-1907), Vecdi (?-1863), Yektâ (?-1859), Zâhir
(1670-1746), Zihni (19.yy.), Ziyâi (1825-1887). Yapılan araştırmalarda yalnız mezar taşları üzerinde kitabe yazmış olan
şairlerimizden tespit edilebilenler şunlardır: Adil, Ahmed, Ali, Behişti, Derviş, Emin, Fevzi, Gaybi, Hatıf, Kazım, Kudsi,
Naci, Nidâi, Niyâzi, Nedim, Nasibi, Nuri, Rıdvan, Remzi, Rahmi, Rûmi, Rauf,
Razi, Raik, Rıza, Suha, Şöhreti, Şehdi ve Vehbi. Osmanlı dönemi Urfa şairlerine baktığımızda genellikle Urfa sınırlarını
aşamadıklarını, buna rağmen çağlarının edebiyat ve düşüncelerinden etkilenerek
şiirler yazdıkları görülmektedir. Bu anlamda oldukça güçlü ve sağlam temellere
dayanan, kendilerine özgü uslûp ve sesleriyle Nâbi ayarında birkaç şair çıkmışsa
da zamanlarının sanat ve kültür şehri İstanbul’a seslerini duyuramadıklarından,
bugünkü tabirle mahalli kalmışlardır. “Urfa bölgesi, Osmanlı edebiyatının geleneklerini son zamanlara kadar
yaşatabilen, bu konuda birçok temsilci yetiştirmiş olan ve Klasik şiirimizin
şekil ve muhteva özelliklerini yaşatma gücünü kaybetmeyen bir vatan parçasıdır”
diyen Abdülkadir Karahan, (1517-1923) dönemi tam dört asırlık bu sürede burada
yetişen şair toplamı en az 200 olduğunu söylemektedir. Yukarıda değerlendirdiğimiz, şairler, genelde mahalliği aşmış, eserler vermiş
ve yaşadıkları dönemin sanat ortamında etkili olmuş şahıslardır. Bu dönemde belli bir seviye ve
kaliteye ulaşmış, eserler yazmış kişilere baktığımızda şu isimleri görürüz.
|