TÜRK HALK OYUNLARI
KATALOĞU HARMANDALI
ZEYBEĞİ: Bu Harmandalı,
zeybek çeşitlerinin epey zamandır en yaygını ve en çok oynanılanı olarak
tanınıyor. Aynı isimdeki eskisiyle hiçbir al'kası yoktur. Şimdiki Harmandalı
oyun havasını 1916'da Çanakkale'de Ahmet Yekta Madran merhum yazmıştı. Sözleri
Kurtuluş Savaşı'nda o havaya benimsetilerek "Harmandalı Zeybek Oyun Havası" diye
gün gördü. Rahmetli Ahmet Yekta Madran meraklı bir musikîci ve eski
muzikalılardandı. Egeli halk çocuklarından olmasıyla zeybek oyunları konusuna
çekirdekten itibaren ömrü boyunca güven ve gururla bağlı yaşamıştı. Oyunun
bilenlerce daima onun adı anılarak tutunabilişi yerinde bir kadirbilirlik eseri
olmuştur. Bu itibarla ve "Eski Harmandalı"ndan ayırt edilmek üzere oyunun
"Madran Zeybeği" diye ayrıca adlandırılması en doğru bir hareket olacaktır.
Eski ve yeni
Harmandalı çeşitleri arasında figür unsurları bakımından "Üç başlangıcı" gibi
müşterek (ortak) taraflar yok değildir. Yeni Harmandalı da Ege yöresinde az çok
farklarla oynanır. Belli başlı tertibe göre havasının temposu üç sayılıp beş
oynanır. Harmandalı çoğu
zaman tek oynanmakla beraber 2. 4 ve daha çok kişiyle yürütülmesi de mümkündür.
Sekiz figürü vardır. Bergama'nın Kaşıkçı köyünde görülebilen dörtlü
Harmandalının eskisine en yakın kaldığı anlaşılır. Oyuna Kalkış:
Harmandalına kalkan oyuncu, sol ayak önde, sağ ayak yarım adım geride olmak
üzere efece durur ve kendi ed'sı dairesinde haykırır; bu "esas duruş"tur.
Duruş, yürüyüş,
kolların sallanışı, havaya kaldırılması ve ağır ağır indirilmesi, sağ elle
silâhlıktan (yani belden) tabancaya davranır gibi yapış, bütün bunlar oyuncunun
elinde olan tavırlardır, sanatla yapılabilirler. 1. Yürüyüş:
Havayı alma sırası gelince "üç yapılarak" oyun başlar. Yerinde olmak üzere sol
ayak bir karış kadar kalkar ve iner. Sağ ve sol ayaklar böylece kalkıp inerler.
Üç yapılmış olur. Bu hareket sırasında kollar iniktir. Üçler, oyunun
düzenli yürümesi için yapılır. Her figürün başında ya bu "Üç", yahut onun yerine
soldan dönme yapılır. Sırası gelince "soldan dönme" de anlatılır. Tarifler
sırasında, "üç yapılır" delindiği zaman bu sol, sağ ve yine sol ayakların
yerinde kalkıp inişi anlaşılmaktadır. Üç yapıldıktan
sonra durulmadan beş yapılır. "Beş yapmak" şöyle olur: Kollar aşağıda ağır ağır
sallanır. Sağ ayak bir adım ileri atar (bir). Sol ayak bir adım ileri atılır
(iki), Sağ ayak bir adım ileri (üç), sol ayak bir adım ileri (dört) ve sağ ayak
tekrar bir adım ileri atılır (beş), durulur. Bu gezinti daha ziyade daire çizer
gibi yapılıp beşte daire içinde dönmüş olur. Harmandalının
havası bu 3 ve 5 yani "sekiz" esası içinde döner. Sekiz figür, bu esasa göre
düzenlidir. İlk figür, yani
(gezinti", bir - iki veya üç defa yapılabilir. Oyunun kısa veya uzun sürmesi
hareketlerin sayısına (tekrarına) bağlıdır. 2. Kollu
Yürüyüş: Esas duruşta, sol ayak önde sağ ayak yarım adım geridedir. Kollar
ağır ağır kalkarken oyun başlar ve beş yapılır. Birinci figürün
aynıdır, fakat beşte kollara havada oynatılır. Bir, iki veya üç defa
yapılabilir. 3. Çarpma:
Esas duruştadır, üç yapılır. Bundan sonra sağ ayak sol ayak üstüne atılır
(bir), yarım adım kadar sağa açılır (iki), yine sol ayak üstüne atılır (üç),
yarım adım sağa açılır (dört), beşinci de sağ ayak bir adım ileri atılır, sol
diz üstüne çökülür (fakat diz yere değmez) ve sağ kol belden bıçak çeker gibi
bir davranış yaparken yukarı kalkılır (beş), kollar ağır ağır inerken sağ ayak
üstünde durulur. Üç sayı kadar bu vaziyette yerinde durulduktan sonra aynı
hareket yürütülür. Sıra beş sayısına gelince sol ayakla tekrarlanır. Yani, sol
ayak iki sefer de sağ ayak üstüne çarpılıp açılır. Beşte soy ayak bir adım
geriye atılarak sol diz üstüne çökülür gibi yapılmak suretiyle kalkılır.
Üçüncü figür bir
defa oynanır. İstenirse ikinci figür bir veya iki defa tekrarlanır. 4. Ağır Atlama:
Esas duruş. Üç yapılır. Sağ ayak sol ayak üstüne atılıp üç sayı kadar
durulur. Sağ ayak burnu bir karış önden yere değdirilir ve bir adım kadar ileri
atılır (dört); sol ayak bir adım ileri atılarak biraz çökülür ve kalkılır (beş);
ayağa kalkılırken kolları ağır ağır iner. 5. Diz Üstü:
Soy ayak önde, sağ ayak yarım adım geridedir. "Üç" yerine "soldan dönme"
yapılacaktır. Soldan geri şöyle dönülür. Sol ayak kaldırılıp bir karış açıkta
yarım sola doğru basılır (bir); sağ ayak gövdeyle birlikte yarım daire çizerek
sola döner (iki) sol ayak yerinden kalkıp bir karış öne basar (üç) sola dönülmüş
olur. Dönme sonunda yine sol ayak önde, sağ ayak yarım adım geride kalmıştır.
Sağ ayak sol ayağın
dizi üstüne atılır (bir); aynı ayak arkaya atılır (iki), gene sağ ayak bir adım
ileri atılır (üç), sol ayak arkada kalmak üzere çökülür. Sol diz üstüne
gelinerek sol diz bir kere yere vurur (dört); yerde yarım sola dönülüp sağ diz
de bir kere yere vurulur (beş). Sol ayak üstünde ayağa kalkılırken kollar ağır
ağır aşağıya iner. Sol ayak üstünde
ayağa kalkıldıktan sonra istenilirse esas duruşta sağ ayak üstüne basılarak
"soldan dönme" yapılır. Kollar aşağıdadır ve ağır ağır sallanır, sonra
kaldırılırlar. İkinci figür gibi oynanır. 6. Atik Hareket:
Esas duruş ve üçü yerine "soldan dönme" yapılır. Sol ayak sol ayak
üstüne doğru hızla gider ve sağa gelir (bir); sağ ayak bir adım ileri atılır,
çökülür ve hemen ayağa kalkılır (iki); sol ayak diz üstüne atılır (üç), bir adım
ileri basılır (dört); sol ayakla bir defa sekilirken sağ ayak öne atılıp çökülür
gibi yapılarak kalkılır (beş). Kollar da ağır ağır indirilmiştir. İstenilirse
beşinci figürün sonundaki gibi oynanır. 7. Diz Çökme:
Üç yerine "soldan dönüş" yapılır. Dönüşten sonra; sağ ayak arkada kalıp
yarım adım öndeki sol ayağın üstüne basılır. Sağ ayak hızla bir adım ileri
atılır (bir); çökülür (iki); sol diz iki kere yere vurulur (üç): sonra ayaklar
yerde kımıldamaksızın yarım sola dönülür, sağ diz bir defa yere dokundurulur
(dört), sağ ayak üstüne basılarak kalkılır ve kalkılırken kollar ağır ağır iner
(beş). İstenilirse birinci figürün sonundaki gibi oynanır. 8. Çapraz -
Bağlantı: Sol ayak ilerde, sağ ayak geride durulur, soldan dönülür.
Sağ ayak az sola
çaprazlama bir adım atılır yere basılır (bir); sol ayak da yerinde bir miktar
kalkıp yine basar (iki); sağ ayak yarım sağa döndürülürken bir adım ileri atılır
(üç); sol ayak sağın yanına gelip ucu yere basar (dört); tekrar sol yana bir
adım kadar açılarak burnu hafifçe yere basılırken sağ kol yukarda ve sol kol
inik bulunur; böylece bir miktar kaykılı durulup sel'm verilmiş olur ve oyun
biter (beş). Harmandalı
Zeybeğinin bu oyuna has sözleri vardır: Harmandalı efem
bakıyor, hey hey Bileğinden kanlar akıyor, vay hay Gümüş bilezikli
mavzerin vay hay Namlusunda şimşek çakıyor, vay hay Efeme her cepken
yaraşır, hey hey Korku nedir bilmez dolaşır, vay hay Bütün kızanların
önünde, vay hay Elinde yatağan savaşır, vay hay İzmir ve yöresinin
günümüzdeki başlıca zeybek çeşidi olan Harmandalı Zeybekte söylenen bu türkünün
havasında da mertliğin ifadesi açıktır.
|