TÜRK HALK OYUNLARI
KATALOĞU BAĞ BELLEME
OYUNU: Bağ belleme, mısır
çapalama gibi rençberlik işleri Afyon'un köylerinde I. Dünya Harbi'nden önceleri
hep imece usulüyle yapılırdı. Bağ bozma, başak toplama, afyon kırma gibi işlerde
zaman zaman aynı tarz tatbik edilegelmiştir. Bu yoldaki çalışmaların iktisadî
menfaatleri kadar, içtimaî dayanışma faydaları da açıktı. Erkek kadın, konu
komşu hep bu işlere karıştıklarından aralarında daha yakın tanışmalar mümkün
oluyordu. Hatta yavukluluğa ve evlenmeye yol açılır, köylüler emek ile eğlentiyi
kaynaştırıp hoşça vakit geçirmenin yolunu bulmuş olurlardı. Bağ Belleme Oyunu
işte o elbirlikli çalışmalardan tabiî bir ihtiyaç ve sonuç halinde doğmuştur. Bu
oyunu daha ziyade kadın ve kızlar yürütürler. Meselâ Arap Oyunu
gibi temsilî mahiyetli olmaktan uzaktır. Sade ve katıksız bir köy eğlentisinden
ibarettir, kır işi dekoru içinde tasavvur edilmelidir. Bağ Belleme Oyunu'nun en
büyük özelliği bir çok duygulu ve zeki köy kızının oyun boyunca irticalen türkü
düzüp söylemelerindedir. Oyuna başlanılmazdan önce erkek ve delikanlılar bir
kenarda toplaşır. Oyuna katılacak genç kızlar elerinde birer bel veya kürek
olduğu halde ortaya gelirler. Güya bir bağ içindeymiş gibi belleme taklidi
yaparak türkü çağırırlar: Bağa girmeye izin
olsun Üzüm yemeye gözüm olsun diye başlayan
türkülerini birtakım irticali beyitler takip eder. Kızlardan en istidatlısı
(yeteneklisi) bir çırpıda beyit tertibiyle delikanlılardan birine söz atar.
Alınan genç, çalımlı ve kıvrak bir tavırla ortaya atılır, ellerini kaldırıp
oynamaya başlar. Delikanlı oyundayken, kızlar el şaplatarak tempo tutarlar.
Delikanlının arkadaşlarıyla oyun türküleri çağırırlar. Gösterilen oyunlar
Zeybeğe yakındır. Hareketlerde nispeten Çiftetelli çeşnisi de vardır. Gerek bu
oyunda gerekse doğrudan doğruya imecede genç kızların bayramlıklarını giyinmiş
bulundukları unutulmasın. Bazen delikanlının da coşup uyarladığı beyitle kıza
cevap verdiği görülür. Fakat, her iki deyiş kapalıdır. Açık ve lâübâli söz sarf
edilmez. Bağ Belleme'den başka her hangi bir yolculukta da yükseltilebilen bu
karşılıklı samimi deyişler iki genci evlenme yoluna kadar götürebilir. Ne
gariptir ki, kendi aralarında böylesine şiirli konuşmalar sürdürebilen bu
duygulu insanlar, bir şehirli görüverince susuveriyor, adeta benliklerinin
barınağına sığınmış gibi donakalıyorlar.
|