TÜRK HALK OYUNLARI
KATALOĞU OYUN
TARİFLERİNDE KELİMELER: Geçmişteki Türk
oyunlarının figürlerine dair tarihte eski bir terim bilgisinden tabiatıyla
hiçbir haber yoktur. Eski dil kaynaklarını taradığımız zaman bazı tahminlere yol
açan şu gibi fiil ve kelimeler vardır: Kalımak:
Sıçramak, kalgımak, çamışlamak Kalışmak: Sıçraşmak, kalgışmak.
Kalkımak: Kalgımak. Katarmak: Kaytarmak.
Kaytarmak: Yöneltisinde döndürmek, çevirmek. Komutmak:
Coşturmak (Meselâ; horon kemençecilerinin oyunculara ağızla fısıldadığı tetik
komut heceleri gibi). Saçramak: Sıçramak fiilinin eski söylenişi.
Tepik: Tepiş, tepme. Tepinmek: Tepmek, bir şeyi ayakla
kımıldatmak. Şu gibi metinlerle
az da olsa karşılaşıldıkça bu tip kelimelerin oyun hâtıra veya tariflerinde
mutlaka iş görmüşlüklerine kanaat getirilir: Bunlar işaret ü
zevk eylediler Acep dürlü diller ki söylediler Birincesi oynar, birince
büker Birincesi seğirir, birince seker Birincesi yırlar hoş 'vaz ile
Birincesi çalgı çalar saz ile Aylanmak:
Uygurca dönmek, devretmek. Aylanmak aymak: Çağatayca ağlamak; dönmek,
aymak; devretmek, fırdaloyı dönmek, çevrilmek, aylanma; dönme çevrilme.
Aynamak: Cağatayca'da dönmek (Muhtemelen şimdiki oynamak?)
Aynalamak: Çağatayca dönmek, çevrilmek dolaşmak. Denzimek:
Radlof, Osmanlıca; devretmek. Dezindirmek: Tekerrür ettirmek, fırıl
fırıl dönmek. Dezinmek: Tavaf etmek. Denzinme: Devretme,
deveran. Tezinmek: Devretmek. Evrülmek: Uygurca evrilmek,
çevrilimek. İğermek, öğürlemek: Çağatayca dönmek, çevrilmek.
Ulanmak: Uygurca devretmek, deveran. Üren, oran: Uygurca
dönen ve devreden şey, felek. "Oran anga urulup": Deveran ona elverişli oldu.
Evürmek: Dönmek, devretmek. "Oran orılur": Felek
devreder Ebrümek, evrümek: Dönmek, deveran etmek. Övürmek:
Dönmek, deveran etmek. Övürülmek: Dönmek, çevrilinmek, evrilmek.
Horon çeviren
Karadenizlilerimizi ve koran eviren eski Kırım köylülerinin bu horon (koran)
kelimesinden katımlanmışa benzemektedir: Çünkü, horan; hôrus yakıştırması fazla
aykırı düşmüştür.
Kor (kur):
Boyuna asılan kadın altınları dizisi, erkek fişeklik dizisi, duvar taşlarından
bir sıra. Korum: Yığılmış mal, yığın; Kaya. Kuram:
Halkanın yanında otururken sırayla yer almış kimseler. Kuram (aşama)
sırasınca oturdular. Oran: Derece, had, kaide (usûl) nispet, ten'süp,
düzgünlük. Uran: Ölçü, mikyas, biçim, tarz, dizi.
Oranlamak: Ölçmek.
|