Köy Ağırlaması (Düz Halay)

TÜRK HALK OYUNLARI KATALOĞU

KÖY AĞIRLAMASI (DÜZ HALAY):

Sivas'ın dış mahalleleri yaşayış bakımından köy âleminden farksızdır. Sabah erkenden kalkılıp çifte çubuğa gidilir. Yahut sap çekilir, düven koşulur. Akşam herkes evine döner, mal hal görüp yatar. Bunlar da şehirli oldukları, şehir içinde yaşadıkları halde, aylarca çarşı yüzü görmezler. Ekmek, yağ, yumurta, yoğurt, un, bulgur evlerinde esasen vardır. Gazı tuzu, çalı çarputu, cıncığı boncuğu da mahalle dükk'nından tedarik ederler. Âdetleri bakımından da dış mahalleler halkı köylülerle tam bir beraberlik gösterirler. Oğlan everme (evlendirme), kız gelin etme usulleri hep birdir. Düğünlerinde incesaz takımı bulundurmayı sevmezler. Davul - zurnayla eğlenirler. Rençber şehirlilerle iç mahalleler halkı arasında görülen bu yaşayış farkı, aynı şehirde oynanılan ve aynı adı taşıyan halaylara da ikilik sokmuştur. İşte, gerek birinci halayın başlığında "Ağırlama = Düz Halay" diye gerekse şimdi burada "Köy Ağırlaması = Düz Halay" başlığıyla yine iki adın birlikte yazılmasına mecbur kalınış keyfiyeti böylece sebepsiz değildir, farklar bu z'viyede düşünülmelidir.

FARKLAR:

Ağırlama t'biriyle şehirlerde yalnız Düz Halay'ın ilk kısmı kastedildiği halde, köylerde aynı kelimeden "dört kısmın bir bütün halinde devamı" man'sı anlaşılır.

Halay çekme vesilelerini köylerde yalnız düğünler, millî ve mahallî bayramlar gibi sayılı günler hazırladığı halde, şehirlerde "Herfene" ve "Sıra Geçme (Gezme)" gibi rastgele toplantılar da halaya vesile duyarlar.

Köy ve şehir halaylarındaki görenek farkları da epey önemlicedir. Şehirlerde büyükler halay çekerken pek gençlerin oyuna katılması ayıp sayılır. Akran ve ems'l aranması şehir oyunlarında âdettir. Fakat, köylerde böyle bir kayıt yoktur, büyük - küçük herkes katılabilirler.

Halayın ilk giriş de iki çevrede farklıcadır. Şehirde çatı altında "Alahey" çağrılması âdet değildir. Meydanlıkta da şöyle bir "Alahey" nidâsı iş olsun diye kısaca atılıp geçilirse de, meydanlıktaki halayın bile artık "Alahey" siz geçtiği görülür. Buna karşılık köylerde halaya "Alahey" siz başlandığı vâki değildir. Kapalı yerde, açıkta, her yerde olursa olsun, bu göreneğin mutlaka yerine getirilmesi inanışla erkân kuvvetinde olarak âdettir.

OYUN FARKLARI:

"Düz Halay"ın ilk kısmıyla "Köy Ağırlaması" figürlerce birdir. Yalnız, köylüler bazen fazladan olarak eğiliş figürlerinde de "Alaheey!" diye haykırışırlar.

"Sıktırma" kısmında da havanın ezgisi ayrı olmasına rağmen - ayak hareketleri ve yürüyüşler aynı şekilde yapılır. Düz Halayın "Yanlama" kısmında üç sekizlik süren diz kırışlar bunda üç onaltılık bir zaman tutar. Köy Ağırlaması'nda "Oynatma" yoktur.

Köy Ağırlaması ile Düz Halay arasındaki farkların en önemlisi köylerde "Oynatma" kısmının hiç yapılmamasıdır. "Yanlama" yahut "sıktırma"dan sonra doğruca "hoplatmaya" geçilir. Halayın öbür figürleri benzeştiği halde bu kısmın köylerde bulunmayışı "Oynatma" figürlerinin halaya şehirlilerce eklediği hissini uyandırmaktadır.

HOPLATMA:

Köy Ağırlaması'nın Düz Halay gibi oynanan Sıktırmasından sonra musikî Hoplatmaya geçince halaycılar taraklı duran ellerini hiç bozmadıkları gibi, halay dizisi de Sıktırmadaki vaziyetini muhafaza eder.

Altı sekizlik ölçüsünün ilk üç sekizlik zamanında sağ ayak kısa bir adım yarım sağa atılır. (Oyuncuların cephesi de biraz sağa yönelmiştir". İkinci üç sekizlikte sol onun yanına getirilir.

İkinci ölçünün ilk üç sekizliğinde sağ ayak hafifçe yere vurur, son üçüncü sol ayak öne yukarı fırlatılır.

Bundan sonraki ölçünün üç sekizliğinde sol ayak yerine getirilir, bunu takiben üç sekizlik zaman içinde sağ ayak öne yukarı fırlatılır.

Dördüncü ölçünün ilk üç sekizliğinde sağ ayak yerine getirilip az sağa konur. Sonraki üç sekizlikte sol ayak sağın yanına getirilerek hafifçe yere vurulur.

Tekrar sağ ayakta başlayan hareketler, yukarda tarif edildiği üzere bir müddet devam eder. O arada musikînin temposu hızlanmaya başlar. Oyuncuların kollarını yanlarındakilerin omuzlarına attıkları görülür. Eller omuzlara konulduktan sonraki hareketler nispeten keskinleşir. Bir sol ve bir sağ olarak evvel' iki defa ayak fırlatma yapıldığı halde şimdi tekrar solun ve sonra sağın fırlatılması suretiyle dört kere yapılmaya başlanır. Bir ayak fırlatılırken öbür ayağın ökçesi kuvvetlice yere vurulur. Adımlar daha geniş atılır. Tempoda hız son haddini bulunca da eller omuzlardan alınır ve Düz Halayda tarif edildiği üzere ayak ve gövde hareketlerine refakat (eşlik) eder olurlar. Sağ ayakların ileri fırlatıldığı her ölçü zamanında kuvvetli el çırpmaları da olur. Ökçe vuruşları "zıplayarak yere düşmelere" döner. Ayak vaziyetlerini bozmaksızın geri gidişler, arkadan yana açılışlar ve diz vuruşlar, oyunu bir kat daha güzelleştirir. Başçeken'in çok geçmeden oyunu bıraktığını gören çalıcılar da sazı keserler, halay dizisi dağılır.

(Köy ve şehir halaylarının bir farkı da diz vuruşlarda dikkati çeker. Şehirlerde her iki dizin vuruluşuna alışılmış bulunduğu halde, köylüler sol ayağın fırlatıldığı yerde yalnız sol dizi vururlar).






 
Bu site Kültür ve Turizm Bakanlığı Bilgi Sistemleri Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanmıştır.
Bu sayfa 3062 kez gösterilmiştir.