Doğu Türkistan'dan Notlar

DOĞU TÜRKİSTAN'DAN NOTLAR:

Bu Doğu Türkistan ülkesinin türbelerinde (Tekke demedik) musikiyle zikir yapılır.

Fergana'da Esfere kasabasında ahali 10-20 Nisan günlerinde Lale Bayramı yaparken mahsus musiki çalarlar. Hususi besteleri vardır. Taşkent'te Ramazan gecelerinde saat 12'den sonra musiki çalarlar.

Türkistan'da dağlı Taciklerde "Pîr kültü (Lonca koruycusu kültü)" korunmuştur. Çömlekçi lonca mensupları çömlek yaparken özel bir raks ile türkü çağırırlar.

Sünnet veya evlenme düğünleri gibi törenlerde türkü ve çalgı elzemdir (gereklidir). Sünnet düğünlerinde "kayrak" kullanılışı hakkında bir yerlisi şu bilgiyi vermiştir: "Kayrakçı, sünnet düğünü için kesilen hayvanın bağırsaklarını başına sarıp, bir eliyle de ciğerlerini tutarak hayvan derisi örtünür. Sonra eline Kayrak alıp tartımlı sesler çıkartarak vücudunu ona göre hareket ettirir." (Bu merasimde ciğerle omuzlara vurmak vardır ki en eski Hrıstiyan vaftizlerini andırır.) "Oyun" da (yani Şaman töreninde) kayrak kullanılması kayrak çalgısının en eski ilkel bir din töreniyle ilgisi olmasındandır.

Şaman töreniyle en sıkı bağlılığı olan çalgı ise davuldur. Bu alet hususiyle (özellikle) Türkistan'da hasta bakıcılarca tedavi törenlerinde kullanılır. Rençber ve şehirli Türkistanlılarda şerir (kötü) ruhları kovmak yoluyla tedavide kullanılır.

Semerkant şehrinde de böyle Şamanlık törenleri yapılıp, davuldan başka kayrak kullanıldığı da olur.

Özbeklerde hayvanlar raksı devam edip, iki bilgince tespit edilmiştir. Fergana'da böyle bir oyunun fotoğrafı alınmıştı. Bu bir "maymun oynatma"dır. Davul eşliğiyle oynatılır. Bu davulun derisi totem hayvanına ait olduğu gibi, hayvanın membranı da davulu dövmekte kullanılır.

Bazen, Şaman kadın olur. Erkek Şaman da kimi zaman kadın giyimiyle töreni yapar. Çavur Türkmenlerinde böyle bir törenin davulla yapıldığı görülmüştür. Türkmenlerde davul Hıyva Özbeklerinde olduğu kadar yaygın değildir. Buhara gece karakollarının yerlerini tayinde yanan ateş karşısında davul vuruluşu gibi, bu törenin de eski ateş kültüyle ilgisi olsa gerektir.

Azerîlerde oyun ora halk musikisinin eşidir. Yüngül dedikleri kıvrak ezgilerin ölçüsü çoğunlukla 6/8, ağırlarınki 3/4'lüktür. 2/4 vuruşlu ezgiler yürüyüş havalarına mahsus olarak pek azdır. 5/4 ve 7/8 gibi birleşikli aksaklar Azerîlerde (ve İran'da) hiç yoktur. Türkiye'nin sofiyan (sofyan), düyek vb. Gibi ayrı ayrı adlar taşıyan usullerini bilmezler. Onlarda ağır ve yüngül olarak iki tempo kullanırlar. "Yüngül" yönelik ve yollu demek olduğu için, oyun havaları bunlardandır. Oyun yüngüllerinden birine "Üç badem bir koz (üç badem bir ceviz)" derler ki pek ünlüdür. Azerîlerde özel bir ölçü vuruş yolu bulunmamakla beraber, "çırtık (fındıkça) vurmak" dedikleri veya "nevha (ağıt)" okunurken "sine vurmak (göğüs dövmek)" bir nevi vuruş tarzı sayılabilir. Azerîlerde davul zurnalı sıra oyunları köylerde, kentlerde bulunmakla beraber tar, kemençe, yastı balaban ve kaval (onlarda tefin adı budur) gibi çalgılarla oyun yürüttükleri de çok olur. Ağızları tiz perdeden ve şivece bizim Doğu ağızlarına yakındır. Kemençe dedikleri yaylı çalgı Türk'ün ata sazlarından "ıklığ" tipindedir.

Memleketimizde yerleşik göçmenlerce türlü toplantılar vesilesiyle kendi memleket oyunlarından çeşitler epey oynanmış, mukayese fırsatları ele geçebileceği anlaşılmıştır. Meselâ Türkistan'ın Sama, Sapağı ve Mirza Devlet oyunlar iki ilk iki ad Zeybek ve Semağ oyunlarımızla yakınlık sezdiriyorlar. Kırım oyunlarından Ağırlama, kadın erkek çifti için Kaytarma, tek kadın için Yüksek Minare, tek erkek için Çoban adlı oyunlar kulağımıza yabancı gelmiyorlar.






 
Bu site Kültür ve Turizm Bakanlığı Bilgi Sistemleri Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanmıştır.
Bu sayfa 1964 kez gösterilmiştir.