TÜRK HALK OYUNLARI
KATALOĞU DAVUL OYUNU:
Anadolu'da kadınlar
davul zurna eşliğiyle oyuna kalkmazlar. Davul zurna takımı erkek oyunlarının
kahramanlık timsali eşlik çalgısıdır. "Davul zurna" denir, fakat "Zurna davul"
denmez. Davul öbürüne takaddüm eder (önce gelir) ve hatta bileşik "davulzurna"
yazılışı katiyen yadırganmaz. Mehterh'ne ocağının Selçuklular zamanında da geçen
daha eski adı "Tabilh'ne" idi ki davul evi demektir. Harzemşahlılar saltanatında
davulların asilzade genç beylerce dövülmüş olduğu saray erkanından olarak
tarihte biliniyor. Böylece davulun itibarı Şamanlık çağından beri bilinip bu
konunun hikâye ve kayıtları uzundur. Türk davulunun başlangıçlarını Orta
Asya'nın ilkçağ sonu kağan saraylarında buluyoruz. Davula olan derin bağlılık
Türk ses folklorunda aynen yaşıyorsa bunda şaşılacak nokta yoktur. Bizans
Anadolu'sunda "koca davul" yoktu, yani Oğuzlarla batıya geçti. "Yurağ, yani
"cura zurna" da beraberindeydi. Davulcunun Halay
halkası ortasında döve döve veya tek başına (zurnacısı çalarken) oynaması
Anadolu'da pek itibarlı bir görenektir. Başlangıcı Selçuklulara kadar çıkıp,
daha evveliyatı (öncesi) da Asya'dadır. Bir Erzurum köyünün meydanlarında davul
döve döve dolaşan tekke 'şıklarından, İspanyol seyyahı Klavio henüz XV. Asır
başlarında (onların salpak kıyafetlerini de anlatarak) bahsetmişti. Mistiklerden
Barak Baba'nın gezgin Tabılhanesi de ayrı hikâyedir (XIV. yüzyıl
başları). Şimdiki davul
oyuncularımızı, başta Mahir Karayılan (Dağlı) olmak üzere bütün dünya tanıdı ve
birincilik iz'fesiyle övdü. Türk davul oyunu, Osmanlı İmparatorluğu'nun
serhadlerine (sınır boylarına) kadar yayılmıştı. Doğu Anadolu'da
"Davul Barı" veya "Davul Oyunu" iz'feleri yer yer var, fakat "Bar Oyunu" adı
yoktur. Doğuda davul oyunu, oyun faslının en sonunda gösterilip bitince davulcu
çalgısını yere yatırarak çevreden atılan bahşişler onun üstüne yağar. Eski
zamanda davul oyunu sanıldığından çok daha yaygındı.
|