Tepme Keçe Yapımında Kullanılan Hammaddeler ve Araçlar Hammaddeler Tepme keçe yapımında aranan temel özellik, üretimlerinde kullanılan elyafın
keçeleşme niteliğinin yüksek olmasıdır. Tekstil hammaddeleri içerisinde yün
elyafı; en yüksek keçeleşme özelliğine sahip olmasından dolayı söz konusu
ürünlerin yapımında tercih edilen hammaddedir. Tekstil hammaddeleri arasında değerini eski çağlardan beri korumuş olan yün
ve benzeri hayvansal lifler, ait oldukları hayvanları dış etkilerden koruyan ve
üstlerini örtü halinde kaplayan birer deri ürünüdür. Üstleri yün ve kıllarla
kaplanmış olan birçok hayvan ırk ve çeşidi bulunmakla beraber, yün ve kıllardan
tekstilde faydalanılabilen hayvansal maddeler sınırlıdır. Bunların arasında da
ekonomik değeri ve çeşit zenginliği bakımından koyunlar başta gelmektedir. Yün tekstil endüstrisinde kullanılan en eski hammadde olmasının yanında,
gerek fiziksel ve kimyasal özellikleri bakamından, gerekse fizyoloji açısından
diğer liflerde bulunmayan elastikiyet, ısıyı iyi izole etme, yüksek adsorbsiyon
ve az ıslanma yeteneği, yüksek mukavemet, keçeleşme gibi üstün özelliklerini de
sahip bir liftir. Yün lifleri; folikül denilen kıl yatağında oluşur. Foliküller dölütün
embriyonal hayat dönemin 65 inci günüden itibaren kendini belli etmeye başlar ve
85 inci güne kadar gelişmesini tamamlar. Bu dönem içinde oluşan foliküllere
primer folikül denir. Primer foliküller deride gayri muntazam değil, aksine
derinin belirli yerlerinde üçlü gruplar halinde sıralanırlar. Primer folikül
gelişmesinin tamamlanmasından sonra doğuma kadar devam eden süre içinde, primer
foliküllerin önünde ve etrafında yer alan sekonder foliküller teşekkül eder.
Sekonder foliküllerin oluşmaları ve gelişmelerini tamamlanmaları doğumu takip
eden ilk üç ay içinde veya daha sonra olur. Primer foliküller kaba ve öz kanallı
lifler üretmesine karşın, sekonder foliküller yünlü dokuma endüstrisinin arzu
ettiği ince lifleri üretmesine karşın, sekonder foliküller yünlü dokuma
endüstrisinin arzu ettiği ince lifleri üretirler. Primer foliküllerde ter bezi,
yağ bezi ve gerici kas bulunmasına karşın, sekonder foliküllerde yahnız bezi
vardır. Hatta bazı hallerde yağ bezi bulunmayabilir. Foliküllerin oluşum aşamaları bir çok araştırıcı tarafından biobsi yöntemiyle
araştırılmıştır. Elde edilen bulgular göstermiştir ki, derinin en üst tabakası
olan epidermisin bazal tabakasındaki canlı hücreler doğal bir uyarı sonucu hızla
çoğalmakta ve bu tabaka korium içine doğru çökerek bir tüp meydana
getirmektedir. Hücrelerin oluşturduğu tüp, dermis içine yerleşerek kıl kökü veya
folikül adını alır. Kıl kökü alttan kılcal damarlarla devamlı beslenir. Gelişme
sırasında bağ dokumsu kıl kökü kılıfı ile, kan damarları bakımından zengin
papilla teşkil eder. Bu arada ter bezi, yağ bezi ve gerici kas teşekkül eder.
Ayrıca kıl kökü etrafında belirgin olarak iç ve dış kıl kökü kılıfının yer
aldığı görülür.
Bu şekilde meydana gelen ve etrafı bazal mambranla çevrili epidermal bulbus,
papillayı üstten örter. Bu bölgede hücreler hızla bölünürler ve belli bir süre
sonra hayatiyetlerini kaybederek alttan devamlı gelişmekte olan genç hücreler
vasıtasıyla deri yüzeyine doğru itilirler.
Karmaşık kimyasal yapıya ve birleşik biyolojik yapı sistemine sahip olan yün
lifi organize bir liftir. Yani bir tek birimden oluşmamaktadır. Mikroskop
altında incelendiği zaman dıştan içe doğru "Epidermis", "Korteks" ve "Medulla"
olmak üzere üç tabakadan meydana geldiği görülür. Epidermis, lifin yüzeyini kaplayan tabakadır. Bu tabakaya kutikula, dış
çeper, pul tabakası ve örtü hücreleri de denilmektedir. Lifin dış etkilerden
korunmasını ve ayrıca keçeleşme özelliğini sağlamaktadır. Görünüş olarak genelde
balık pullarını andıran bu örtü hücreleri yünün diğer liflerden ayırt edilmesini
kolaylaştırır. Hücreler lif ekseni ile bir açı teşkil ederek life bağlanırlar.
Üst kısımları hafifçe yukarı kalkmış ve serbest durumda görünürler. Bununla
lifin üst yüzeyinin pürüzlü olması sağlanmıştır. Bu durum yün liflerin keçeleşme
ve kohezyon kabiliyetini artırır. Yün lifinin ikinci tabakasını oluşturan korteks tabakası; epildermis yani
örtü hücrelerinin altında bulunur. Lifin en büyük kısmıdır ve esas yapısını
teşkil ettiğinden yüne has fiziksel ve yapısal özelliklere haizdir. Korteks aynı
zamanda yün lifine mukavemet ve elastikiyet sağlaması bakımından da yüz
teknolojisinde büyük önem taşır. Korteks tabakası iğ şeklinde hücrelerden oluşmuştur. Bu hücrelerin yapı
taşları amino asitlerden meydana gelmiştir. Buna göre amino asitler, polipeptit
halkalar halinde birleşerek protofibrilleri, protofibriller mikrofibrilleri ve
mikrofibrillerde makrofibrilleri oluşturur. Makrofibrillere kısaca fibril adı
verilmektedir. Fibrillerin bir araya gelmesiyle de korteks hücreleri oluşur.
Korteks hücreleri; orta kısmı şişkin uçları sivri ve iğ şeklinde hücreler olup
keratin yapısındadır. Hücreler arasında hava boşlukları bulunmaz. Korteks hücreleri yakından incelendiğinde birbirinden farklı iki tip hücreden
yani para ve orto korteks hücrelerinden meydana geldiği görülür. Orto ve para
korteks hücreleri çeşitleri liflerde ve liflerin kuru ve yaş olmalarına göre
farklı uzunluklara sahiptirler. Daha gevşek ve daha sıkı, daha koyu ve daha açık
olarak kendini belli eden bu yapı, yün lifinin bilateral yapısı olarak
adlandırılır. Bilateral yapı yün liflerinde görülen kıvrımın sebebidir. Orto
korteks hücreleri boyayı daha iyi emme yeteneğine sahiptir. Yine orto korteks
hücrelerinin nem çekebilme özellikleride para korteks hücrelerinden daha
fazladır. Para korteks hücreleri genellikle lif kıvrımlarının iç bükey kısımlarında,
orto korteks hücreleri ise lif kıvrımlarının dışbükey kısımlarında yer
almaktadır. Korteks fibrillerinin eksen etrafında belli açı ile helezon teşkil
edecek şekilde sıralanmış oldukları göz önüne alındığında kıvrımlı yün
liflerinde görülen bükümlülük hali ile orto ve para korteks kısımlarının lif
boyuna değişik durumlarda bulundukları anlaşılmaktadır. Kaba yapılı bir lif mikroskop altında incelendiğinde orta kısmında siyah
renkli bir bölgenin bulunduğu görülür. Buna "Medulla Tabakası" veya "mıh kanalı"
denir. Bu kısım lifin oluşumu sırasında lifin ortasında bulunan gevşek yapılı
geniş hücreleri sonradan kuruması sonucu oluşur ve içleri hava ile dolu
olduğundan mikroskopta siyah görünür. Medullanın ortaya çıkış şekline göre
devamlı, aralıklı, boncuklu ve parçalı şekilleri vardır. Uzunluklarına, kalınlıklarına, parlaklıklarına ve kıvrım durumlarına göre çok
farklı çeşitlerde yün lifi elde etmek mümkündür. Ancak yün lifi; elde edildiği
koyunun cinsine, beslenmesine, iklim koşullarına, yaşına, hastalık geçirme
durumuna vb. faktörlere göre olumlu veya olumsuz yönde etkilenebilmektedir. Tekstilde önemli bir yeri olan boyar maddeler doğal ve sentetik olmak üzere
iki grupta toplanmaktadır. Doğadan elde edilen bitkisel ve hayvansal boyaların kullanımı tarihin çok
eski dönemlerinde başlamış ve günümüze kadar devam etmiştir. Mevsimlere göre
çeşitlilik gösteren "bitkilerin çiçek, meyve, yaprak, gövde ve kök gibi
kısımlarında bulunan boyar maddelerden elde edilen bitkisel boyalar yanında
hayvansal boyalarda tekstilde uzun bir süre yaygın bir şekilde uygulanmıştır.
18. yüzyılın ikinci yarısından itibaren kullanılmasına başlanan sentetik
boyar maddeler; kolay temin edilme ve uygulama özelliklerine sahip olmalarından
dolayı doğal boyalarının gelişimini olumsuz yönde etkilenmiş ve giderek
yaygınlaşmıştır. Sentetik boyalarının yaygın şekilde uygulandığı alanlardan birisi de tepme
keçecilik sanatıdır. Desenli tepme keçe ürünlerinin zemin ve bezemelerinde
kullanılan yün; sahip olduğu doğal renklerle (beyaz, kahverengi, siyah vb.) veya
sentetik boyar maddeler ile renklendirilmektedir. Renklendirme işlemi genellikle atölye ortamında yapılmaktadır. Boyanın
hazırlanmasında kullanılan boyar maddenin, su ve mordanın miktarı keçe
ustalarının tecrübelerine göre belirlenmekte ve mordan olarak sirke veya tuzdan
yararlanılmaktadır. Renklendirme işlemi lif halinde veya üretiminden sonra yani kumaş durumunda
yapılmaktadır. Lif halinde renklendirme, yünün kalitesini ve rengine göre ayrılmasından
sonra uygulanan bir yöntemdir. Sentetik boyar maddelerle renklendirilen yün
lifleri hallaç makinasından geçirilerek serbest hale getirilmekte ve daha sonra
demetler halinde alınarak bezemede kullanılmaktadır. Tepme keçecilik sanatında uygulanan diğer bir renklendirme yöntemi ise üretim
aşamasından sonra gerçekleştirilmektedir. 3-4 mm. inceliğinde üretilen tepme
keçe yüzey veya kumaş daha sonra yöreye özgü renklerle hazırlanmış boyanın
içerisine daldırılmaktadır. İstenilen rengin elde edilmesine kadar kaynatılan
daha sonra bol su ile durulanan ve suyu giderilen keçe kumaş, kurumaya
bırakılmaktadır. Yöreye özgü çeşitli renklerde boyanan keçe yüzeyler (kumaşlar),
planlanan desene uygun şekilde kesilmekte ve yerleştirilmektedir.
|