Türk Millî Kültürünü Tanıtma

I. Uluslararası Atatürk ve Türk Halk Kültürü Sempozyumu Bildirileri

Devlet Çapında İçte ve Dışta Türk Milli Kültürünü Tanıtma İlkeleri

Kemal EKER ( Türkiye )

Türk Millî Kültürünü Tanıtma

1) Siyaset kültürün hizmetinde olmalı kültür siyasetin değil (Mahmut Derviş)

2) Öncelikle kültürel kavramlar hususunda kendi içimizde bir anlaşmaya varmış değiliz. Kültür elçilikleri ve kültür müşavirlikleri gibi görevlendirilmelerde demokrasi ve partizanlık icabı; suistimallerden kaçınılmalıdır. Kültürel tanıtma işlerini daha fazla ciddiye almalıyız.

Kendi kültürünüze değer vermez ilgilenmezseniz, başkalarının değer vermesini nasıl beklersiniz.

Ülkemizin tanıtılmasında sanat eserlerine özel bir önem verilmesi gerekir. Sadece bu sanatkarın dünyasını değil onun yaşadığı ülkenin çağdaş geçerli sanat anlayışı ve kültürün de bir aynası gibidir. Kültürel ve manevî özelliklerini tanıtma gayreti içinde olmamız gerekir. Bir kültür politikamız yoktur. Bizce, devletin kültürel problemlerle ilgili tercih ve yaklaşımlarına yeniden gözden geçirmek ve çağın ihtiyaçlarına göre almak gereklidir.

3) “Eğer Avrupayı yeniden kurmam gerekseydi, işe kültürle başlardım.” Jean Monnet. Millî tarihimiz ve millî kültürümüz, millî menfaatlerimizdir, övünç kaynağımızdır.

4) Tarihî işlem merkezleri; bir sanat kültür ve medeniyet müzesidir. Tüm yurt çapında etkin bir kültür izleme ve tanıtma merkezi şeklinde özel ayrıcalıklı bir birim olmalıdır.

5) Öncelikle kendimizi tanıyalım. Düşün ve kültür değerlerimizi doğru ayıklayıp, sonra da sağlıklı birleştirmeliyiz. Bu yöntemde hep kendimiz olmalıyız.

6) Her alandaki sanatsal, kültürel eserler, bir ülkenin tanıtılmasında temel ögelerdir. Böylece, yurdumuzu dışarıya kültürel ve sosyal yapısıyla da daha sağlam ve sağlıklı bir şekilde tanıtabiliriz.

7) Moda, kültür, sana, müzik, yemek kültürü konularındaki değişimleri yakından izlemeliyiz. Kültür; bir ülkenin tanıtımında kullanabileceği en etkin yoldur.

8) Kültür alanlarında tanıtma İlkeleri:

a) Konferans, kongre, sempozyum ve panellere katılınması ve davetler yapılması.

b) Türkiye'yi dıştan tam olarak tanıtılması için üniversitedeki bilim adamlarımızdan ve diğer görüş liderlerimizden yararlanmak; tiyatro, opera, bale, müzik, hikaye, roman, sergiler, kitap, gazete, ilanlar, afişler, broşürler, televizyon, fuarlar, belgesel filmlerden yararlanılmalıdır.

c) Tanıtma; tanıtım işinin sonunda elde edilebilen olumlu sonuçların bir toplamıdır.

Türk Milli Kültürünü Tanıtma İlkeleri:

Tanıtmada en etkili araç kültürümüzdür. Kültürde dinamik bir gelişme sürecini ve daha uygar sentezleri savunun cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk, bize bilimsel ve çağdaş bir kültür ve uygarlık anlayışı bırakmıştır.

Kültür; bir halkı millet yapan organik bir bünyenin bütünlüğüne eriştiren, maddî, manevî değerlerin bir sentezidir. Milletin ruhudur. Bu değerlerin oluşturulması, toplumca benimsenmesi ve yaşatılması her şeyden önce bir halkın millet olma ve millet olarak yaşama kararlılığına ve azmine dayanır. Türk aydını kültürde rönesans sayılabilecek olayın özünü kavrayamamış, kendi geçmişini akılcı ve eleştirici bir gözle görüp yenileyememiş, batılılaşmayı şekilcilikten öteye götürememiştir. Halbuki gerçekten batılaşma; batının bilimsel zihniyetine sahip çıkma, üretici olarak millİ kültürün maddî değerlerini yenileme ve bu değerlerden toplumun sosyal kimliği oluşturan manevî değerler arasında denge kurmaktır.

Türkiye'de millî kültürü korumak geliştirmek ve bir bütün halinde toplumda yaygınlık kazanmasını sağlamak; aynı zamanda Türk Devleti'nin ülkesi ve milletiyle birliği beraberliği ve bütünlüğü korumak bakımından en etkili araç olacaktır. Konunun anlamı ve önemine yaraşır bir planlama ile devlet çapında organize edilmiş olması başarının ilk şartıdır. Teknolojik asrımızın bugünkü anlamında uygulayacağımız millî kültür tanıtımı; konunun önemi doğrultusunda devlet çapında topyekün haber alma ve topyekün propaganda ile mümkün olacaktır.

Barış içindeki savaşın en önemli unsurlarından birisi “Uluslararası kültür savaşı”dır.

Tanıtmanın İlkeleri:

Türk millî kültürünü ve kültür varlıklarını koruma, geliştirme yaşatma ve tanıtma; millî görevlerin en başta gelenidir.

Tanıtma alanında amacımız; öncelikle kendimizi tanımak suretiyle araştırma inceleme ve tespit, koruma, değerlendirme ve kullanmaya hazırlandıktan sonra tanıtmaya sunmaktır. Geç kalınmış olmasına rağmen öncelikle; resmi, özel, özerk bütün kurumu ve kuruluşların imkânları tespit edilip birleştirilerek ve milletçe benimsetici bir tanıtma girişimiyle millî ortam hazırlanarak, faaliyete geçilmelidir.

Tanıtmada prensip olarak dünya ve devlet çapında; etkinlik tam yerinde ve tam zamanda bilgili, metodlu, planlı, programlı, teşkilatlı, koordineli ve devamlı bir faaliyetle konu başarıya ulaştırılabilinir. Millî kültürümüzü bugünki anlamda doğru olarak tanıtmak mevcut aksaklıkların, eksikliklerin, ihtiyaçların tespitiyle, isteklerin, tekliflerin ve denetim raporlarının araştırma, geliştirmelerinin yapılmasıyla mümkündür.

Kültür: Lügat anlamıyla bir toplumda geçerli olan gelenek halinde devam eden, her türlü duygu, düşünce, dil sanat ve yaşayış unsurlarının tümüdür.

Millî Kültür: Milletçe tüm varlığını teminat altına alarak toplumun tarih süreci içinde oluşturduğu ve oluşturarak benimseteceği maddî ve manevî değerler bütünüdür.

UNESCO'ya Göre Kültür Politikası: Belirli bir zamanda toplumda var olan, fizikî, beşerî kaynaklardan optimum ölçüde yararlanarak, bazı kültür ihtiyaçlarını gerçekleştirilen, şuurlu ve maksatlı işlerin bütünüdür. Böylece metodlu ve maksatlı olarak amaçlar tayin edilir. Öncelikler belirlenir. İnsanların fikir ve düşünce eserleri, nakledilen bu yolla sosyal hayatın vasfı yükseltilmiş olur.

Millî Kültür Politikası: Psikolojik sosyolojik ve psikososyal sahadaki millî hedeflere ve dolayısıyla millî güvenlik politikasının diğer unsurlarına yardımcı olacak şekilde ulaşmayı gözeten etkisiyle Atatürk Türkiyesi'nin yurt içinde ve yurt dışında devlet çapında bu alanda tanıtılmasını sağlayacak, topluma maal edici girişimlerin tümüdür.

Atatürk'ün Kültür ve Millî Kültür Konusundaki Görüşleri:

Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür.;
Kültür; okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden anlam çıkarmak, uyanmak, düşünmek, zekayı eğitmektir. (1936)
Millî kültürün her çığırda açılarak yükselmesini Türk milletinin temel direği olarak kabul edeceğiz. (1932)
Bir millî terbiye programından bahsederken, millî karakter ve tarihimizde mütenasip bir kültür kastediyoruz. (1924)
Sanatsız kalan bir milletin, hayat damarlarından biri kopmuş demektir.
Kültür dediğimiz zaman, bir insan toplumunun, devlet hayatında fikrî hayatında, iktisat hayatında yapabilecekleri şeylerin toplamını kastediyoruz ki, medeniyet de bundan başka bir şey değildir. (1929)
Türk milleti, ancak varlığını derin ve sağlam kültür sınırlarıyla çizdikten sonradır ki, onun yüksek kapasitesi ve fazileti milletler arasında tanınır. (1935)
Asıl uğraşmaya mecbur olduğumuz şey, yüksek kültürde yüksek faaliyette dünya birinciliğini tutmaktır. (1932)

Türkiye'nin Genel Kültür Sorunları:

a) Türk insanını, millî birlik amacını ve Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda, Atatürk millîyetçiliği şuuru içinde, Atatürk Türkiye'sine layik olarak milî kültüre sahip kılınmasıyla ancak; çağdaş uygarlık düzeyindeki yerini alabilecektir.
b) Yaşadığımız dönem içinde, Türkiye'nin kültür sorunlarını üç başlıkta toplayabiliriz.

1) Türk kültürünün kökenleri ve etkileyen uygarlıklar.
2) Türk kültürünü bugün besleyen kaynaklar.
3) Türk kültürünün geleceği.

c) Millî toplumsal nitelik; bir toplumun kendine özgü dünya görüşünde ahlâksal davranışta, bilim sanat anlayışında, zevkinde gelenek ve törenlerinde ifadesini bulur.
d) Bir toplumun kültür varlıkları, onun yaşadığının şahitleridir. Aynı zamanda uygarlık seviyesinin de göstergesidir.
e) Kültürün yenilenmesi sayesinde gelenek değer kazanır. Yenilenme kültürel hareketin ve kültürel hüviyetin dinamik görüntüsü olarak çağdaş olmanın şartı olacaktır.
f) Kültür sosyal hayata çeşitli yönlerden bağlı olduğuna göre, bütün kültür politikaları uygulamalarında, eğitim, bilim, teknoloji, çevre ve iletişim politikalarıyla birlikte mütalâ edilir. Kültür politikasının kilit meselesi eğitimdir.
g) Her toplumun kendisine has kültürü vardır ancak hiçbir kültür su katılmamış olamaz.
h) Türkiyemiz'de, sistemli ve geleceği dönük bir millî kültür politikası saptanmadığı sürece, bugünki dağınık ve verimsiz sonucun değişmesi beklenemez.
i) Kültür milletlerin ve netice itibarıyla insanlığın sağduyusu, yetenek ve gayretinin zaferidir bir çok sosyal patlamaların siyasî ve ekonomik gelişmelerin, bölücü yıkıcı girişimlerin kaynağının kültür ve eğitimle millî bir politikadan uzaklaştırılmasıdır. Toplumlar arasıdaki manevî bağı birliği sağlayan kültürdür. Kültür milleti huzur içinde yaşatan, yücelten, yeni ufuklara iten ve uygarlık düzeyine eriştiren millî bir bağdır.

Milletin bağımsızlığı; millî kültürünün ve inançlarını her türlü tesir ve baskılardan uzak tutması, onu koruması ve geliştirmesiyle mümkündür. Kısaca Osmanlıcalıktan Orta Asya, Selçuklu, Batılı ve Anadolu kültürü tezleri olarak ifade edilen görüşler, istenilen tezleri, millî kültür birleşimini sağlamak yerine, kavram kargaşalığı meydana getirmiştir.

Tarihimizin her dönemi, zengin millî kültürümüzü oluşturan ve birbirinden ayrı düşünülmemesi gereken bir millî bütünün parçasıdır.

Gerekte tarihî çevre ile ulusal kültür arasındaki ilişkiler tarih boyunca yarattığımız her türlü düşünce ve düzenle bugün arasına kuracağımız ilişki aynı niteliktedir. Bütün sorun; bu değişmenin hızının doğru saptanması toplumun yabancılaşmasına engel olacak bir değişime adaptasyon sürecinin doğru tanımlanmasıdır.

Yenileştirmenin etüdleri yapıldıktan sonra, duruma göre; kısa veya uzun vadeli, zamanında ve zamanla geçici ve sürekli, aktif ve pasif bütün hususlar ilmî olarak uygulamaya geçilmesiyle sağlanabilir.

Devletler arasındaki sevgi, saygı ve dostluk kültürden geçer. Kültür diplomasisi milletlerarası alanda devletlerin aslî dış politik amaçlarına ve stratejilerine destek olan, takviye eden bir boyut olarak ortaya çıkmaktadır.

Kurulacak kültür merkezlerinin görevlerinin; lisan eğitimi, kütüphane hizmeti ve görüş liderleri olduğu unutulmamalıdır. Sanat faaliyetleri, örgütlenmeli ve gezici sergiler, tiyatrolar, operalar, baleler, müzik konserleri festivaller film ve video gösterileri karşılıklı ayarlanmalı, sanat ve kültür müzeleri galeriler yurt içi ve dışında görevli kuruluşların kaynaklarını arttırmak, Türk millî kültür varlıklarının yayılmasını sağlamak, devlet arşiv sistemini etkili hale getirmek, milletler arası kamuoyunu yurdumuzun menfaatleri doğrultusunda yönlendirmeye çalışmaktır. Türkiye tarihi ili bir bütün olarak bir kültür hazinesidir. İçte ve dışta değerlendirilmelidir. Türkiye'nin dış dünyadaki millî kültüründen büyük ölçüde habersizdir. Kültür Bakanlığı ile koordineli olarak üç ayda bir “Kültür” dergisi yabancı dillerde çıkarılmalıdır.

Dil, millî kültürün temel unsurudur. Her ülke kendi dilinin yabancılara öğretimine, kültürel tanıtma programlarında birinci önceliği verir. Türkoloji enstitüleriyle sıkı bir işbirliği sağlanmalıdır.

Sonuç Olarak:

Tanıtmanın sosyal fonksiyonu; bu fonksiyon Türkiye'nin bölünmez bir bütün olarak devleti ve milletiyle “çağdaş uygarlık düzeyini aşması” hedefi yönünden harcanan çabalar alanında ortaya çıkmaktadır. Bu bakımdan Türkiye'nin kültür ve sanat değerlerinin milletlerarası ortamda tanıtılması başlıca hedeflerden olmalıdır. Bu anlamda batı demokrasileri içinde yer alan, lâikliği benimseyen üç kıtanın düğüm noktasında bulunan tek Müslüman devlet olan Türkiye'nin sahip olduğu çok zengin ve çeşitli kültür birikimi, üretim ve sentezlerinin zaman geçirmeden, tüm özellikleriyle tanıtılması zorunludur. Kültür miras ve ürünlerimizin tanıtılması, bir yandan kültür varlığımızın köklü temellerini ortaya koyarken, diğer yandan yeni kültür ve sanat ürünlerine kaynak oluşturacak ve böylece bu alandaki yaratıcı çalışmaları da teşvik edecektir. Milleti oluşturan amaç, dil ve kültür birliğinin yurt içi ve yurt dışında tanıtılmasının etkileriyle millî birliğimizin sağlamlaştırılmasında önemli bir fonksiyon yerine getirilmiş olacaktır. Birbirini etkileyen siyasî, ekonomik ve kültürel fonksiyonlar; uygulamada bir bütün olarak ele alınmalıdır. Bir milletin ayakta durabilmesi; askerî, siyasî, ekonomik, sosyal ve kültürel fonksiyonlar; uygulamada bir bütün olarak ele alınmalıdır. Bir milletin ayakta durabilmesi; askerî, siyasî, iktisadî ve sosyal gücünün yanısıra, kendi millî değerlerini ve kültür varlığını milletlerarası ilişkilerde de koruyabildiği ölçüde mümkündür.

Tanıtma siyasetimizin temel hedefi; dünya kamuoyunda olumlu bir Türk ve Türkiye imajını Atatürk'ümüzün yolu ve yönünde bütünüyle yerleştirebilmektir.





 
Bu site Kültür ve Turizm Bakanlığı Bilgi Sistemleri Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanmıştır.
Bu sayfa 12402 kez gösterilmiştir.