Giriş

I. Uluslararası Atatürk ve Türk Halk Kültürü Sempozyumu Bildirileri

'İstiklal Harbi" Yıllarında Bir Dergi : İrşad

Harid FEDAİ ( K.K.T.C. )

Giriş

Anadolu kurtuluş kavgasının, ona en yakışan klâsik adıyla 'İstiklâl Harbi'nin sürdüğü yıllarda Kıbrıs Türkleri hâlâ sömürge idaresinde yaşıyorlardı. I. Büyük Savaşta (1914-18) Kıbrıs'ın sahibi Osmanlılar tercihlerini Almanlardan yana yapınca Büyük Britanya da hakkı olmadığı halde, 5 Kasım 1914 de Kıbrıs'ı tek yanlı olarak topraklarına kattığını ilân etmiş bulunuyordu. Sayıları 55-60 bine ancak varabilen bir avuç Türk, Anavatanı ile bütün bağları kopmuş halde, dayanaksız, mesnetsiz âdeta boşlukta sallanır gibiydi.

I.Büyük Savaş'ın hemen sonrasında 'İstiklâl Harbi'nin başlaması ufukta beliren ilk umut ışığı olmuş ve de yüreklere su serpmeye yetmişti. Ancak, asıl sorun, bizim açımızdan, Kıbrıs Türkleri'nin yabancı, hatta düşman bir idare altında Anadolu'ya maddî-manevî nasıl bir yardımda bulunabilecekleri konusunda düğümleniyordu. Dahası, yüzyılın başlarında topraklarının çoğunu yabancılara kaptırmış, devlet kapısından da dışlanmış, yani yaşamsal önem taşıyan iki dayanaktan da kopmuş halde, yani toplum olarak 'maddi müzâyaka' içindeydi. Ne ki, her şeye karşın, bu koşullarda yine de ne yapılabilirdi? En azından basın yoluyla manevî, tertiplenecek sosyal gecelerden sağlanan gelirle de maddî destekte bulunmak. Nitekim o yılların Kıbrıs Türk basını tarandığında üç etkinliğin başat olduğu dikkat çekicidir: 'İstiklâl Harbi'ni' 'tebşîr etmek', halkımızı bu konuda bilinçlendirmek ve de saldırgan Rum basınını edilgenleştiren karşı yazılar yayımlamak. Buna örnek olarak da Doğru Yol (1919) ve Söz (1921) gazeteleri ile ilk karikatürlü mizah gazetemiz olan Davul (1922) verilebilir. Yine, o günlerin basını bu hedefe dönük olmak üzere sosyal gecelerin yanı sıra sahnelenen oyunların haberleriyle de sayfalarını süslemekteydi. Basın yaşamında boy gösteren küçük boyda aylık bir de 'İrşâd' dergisi (1920) vardı; ve de işbu dergi bir derneğin yayın organı olacaktı.

1.Neşr-i Maârif Cemiyeti:

1.1.Kuruluş Amacı: Toplumumuzca düşünce aydınlanmasına gereksinim duyulduğuna inanan bir avuç genç, 4 Nisan 1920 tarihinde Larnaka'da kurdukların derneğe bu adı vermişler. Topluma yol göstericilik misyonlarının bir bölümünü aynı anlama uygun düşen 'İrşâd' dergisi aracılığı ile yapacaklardı. Nitekim derginin ilk yazısı 'İlk Söz'de; nicedir boşluğu hissedilen böylesi bir ekin dergisini kurmaktan duydukları hazzı belirttikten sonra düşün aydınlanmasına yararı olsun diye dergi sayfalarını seçme yazılar ve önde gelen kaynaklardan çevirilerle dolduracaklarını ileri sürüyorlardı. Özlemleri, zengin, fakir, hangi sınıftan olursa olsun insanlarımızın bu dergiyi severek okuyup yararlanmaları idi; ama yazıya göre, hepsinden önde okumaktan tad alması gerekenler de asıl genç kızlarımızdı, çünkü geleceği hazırlamak başlıca onların omuzlarına düşen bir görevdi. Özendirme olsun diye Ada'daki bütün kız okullarına dergi parasız gönderilecek, dergiden sağlanacak gelir ise Larnaka kız ve erkek okullarına bağışlanacaktı.

Dernek başkanı Nâzım Bey'in imzasıyla yayımlanmış 'Birkaç Söz' adlı ikinci yazıda 'Cemiyet'in amaçları daha ayrıntılı olarak, hem de gerekçeler göstererek anlatılıyor. Özetleyerek aktarmaya çalışalım:

'Larnaka (İskele) gençleri, toplumumuzun nicedir görülen bilinen eksikliklerini kesinlikle gidermek amacıyla elele vererek bir dernek kurmuşlar. Bu, karanlıktan ışığa doğru bir atılımdır ve de gelecekten kuşku duyanların yüreklerine su serpecek denli yerindedir. İşe eğitim-öğretimden, dolayısıyla, okulları ele almaktan başlanmalıdır. Gerçi 1905 tarihli eğitim yasası ilkokullarımızı bir ölçüde düzene sokmuş ve de 1907 ve 1908 yılları eğitim komisyonları bunu yeterli görmeyerek okula üst sınıflar ekleyip ortaokula dönüştürmüşlerse de şimdi artık bu atılımlar çağımızın gerisinde kalmıştır. Dahası, karşımızda dev adımlarla ilerleyen bir toplum vardı ve bu Ada'da bir 'varlık göstermek' bizim için olmazsa olmaz bir koşuldu. Varlık gösterebilmenin yolu da okulları çağcıl hale getirebilmekten geçiyordu. Çünkü durumumuz korkunçtu ve bu gerçek, İskele gençlerini korku içinde kurtuluşa doğru koşmağa mecbur sayılabilecek bir düzeye (5 yıllık) getirmek olacaktı. Ama hedefe varmak için 'okullar zenginlere muhtaçtır' yaygın inancını bir yana bırakıp doğrudan halka dayalı olarak yürüyecek, gerekli maddî kaynak da sosyal geçeler düzenlenerek sağlanacaktı. Bu gelire bir miktar daha katkısı olur diye bir de dergi çıkarılmasına karar verilmiş bulunuyordu. Zaten böylesi bir dergiye toplumumuzun nicedir gereksinimi vardı. Dahası ,derneğin etkinlikleri salt İskele kaza merkeziyle kısıtlı kalmayacak, ona bağlı tüm köyler de ilgi alanına alınacaktı. Ve de bütün bunlar kişisel beklenti karşılığı değil, salt bir yurtseverlik görevi diye yapılacaktır.'

Dernek başkanı kimliğiyle kaleme aldığı yazıda Nâzım Efendi, bu Ada'da var olabilmenin ilk koşulunu okullarımızın çağcıl hale getirilmesinden görüyor, ve bunu gerçekleştirmek için ortaya atıldıklarını söylüyordu. Tek güvenceleri ise düzenlenecek sosyal gecelerden sağlanan gelirler olacak; ve de bu, dergi satışından sağlanacak paralarla desteklenecekti!?

Bu 'iddialı', aydın gençler üstlendikleri işin ağırlığını ve de bunun bel bağladıkları kaynaklarla üstesinden gelinemeyeceğini herhalde biliyor olmalıydılar. Ancak dönem sömürge dönemi idi ve de onlar hedeflerini doğrudan doğruya hem de kayıtsızca ortaya atıp düşman bir devletin yıldırımlarını üzerine çekmeyecek denli de uyanıktılar. Eğitim-öğretim konusunu öne alıp, belki 'birşeyler' yapmağa çalışacak, dergi sayfalarında zaman zaman bu konuya da yer ayıracak, ama asıl hedeflerini yani 'İstiklal Savaşı'na karşı halkın ilgisini canlı tutmayı, haberlerle yazılarla çevirilerle insanlarımızı bilinçlendirip maddî destek bulunmayı asıl 'İrşâd' yoluyla sağlayacaklarını da gizleyeceklerdi. Nitekim, Nâzım Efendi, dergi için "Öteden beri Kıbrıs'ın bir risâle-yi mevkuutaya şiddetle ihtiyâcı hissedilmiş..." demekle yetinmiş; ve 'İlk Söz' de ise, neden olarak bir 'düşün aydınlanması' gerekçesi önem sürülmüştü. Dahası, okuyucu sayısı belli, avuç-içi kadar bir derginin eğitim kalkınmasına ne ölçüde katkısı olabilirdi ki? Derginin yazılarına ve de sonraki yıllarda eğitim-öğretimin yerinde saydığına bakıldığında bunun doğruluğu kendiliğinde anlaşılacaktı.

2. İrşâd Dergisi:

2.1.Tanımı: 13,5x19,5 cm. boyutlu, dört yanı çerçeveli, 16 sayfalık derginin 1. Sayfasının kapağında, orta yerdeki büyük yazılmış 'İrşâd' adıyla onun dört yanına serpiştirilmiş şu yazılar vardı: Ek-1

"Derginin imtiyaz sahibi Abdü'l-hamîd Bey, dergi çıkmağa başladığında artık hayatta değildi. " Cezîrenin muhtelif mevâkiinden birçok âsâr-ı hayrât ve mîrâs" bırakarak bu dünyadan kısa bir süre önce göçmüştü. Ölümünden birkaç yıl evvel de, kendi kazancını gözeterek değil, sırf Türk tiryakilerinin paralarının Rumlara akmasını önlemek için bir de Tütün Fabrikası kurmuş ve kaliteli ürünleriyle 1918 yılında Ada'da açılan sanayi sergisinde birinciliği elde etmeği başarmıştı. Şimdi ise onun mirasçıları, satılacak ürünlerin her kıyyesi (okkası) için okullarımız bütçesine bir kuruş hibe ederek merhumun ruhu şâdetmeye karar vermişlerdi. Dergi de, ilgi gösterilmesi oranında bu katkının, doğallıkla daha da artmış olacağı gerçeğini halkımıza duyurmak istiyordu.

2.2.İçeriği: Dergide Cemiyet'in hedefleri doğrultusunda özenle seçilmiş yazılar yayımlanıyordu. Sözgelimi, Ziya Gökalp'ın Yeni Hayat'tan alınmış 'Vatan' ile 'Millet' şiirleri (1. ve 2.ss); Recâîzâde Ekrem Bey'in Hilâl-i Osmânî şiiri (6.s.); Mehmed Nâzım Bey'in İstanbul mültecileri için kaleme aldığı Şu kız ki... şiiri (7.s.); Aydın felâket-zedeleri için Tevfik Fikret'in şiiri (9.sayı); az bir süre önce Anadolu'ya geçen Hüseyin Suad Bey'in Ankara'da Yeni Gün gazetesinde yayımlanmış, "Merhaba ey Türk'ün öz evladı, arslan hılkati / Merhaba ey Asya'nın en bahâdır milleti" dizeleriyle başlayan şiirinden parçalar (10.s.); Mustafa Kemal Paşa'nın Beyânnâmesi (10.s.); İstiklâl Marşı (11.s.); İzmir ve Trakya'da Yunan Habâsetleri (12.s.); Muhâcirîn-i İslâmiye İânâtı (15.s.), Anadolu Harbine Karşı Vâzife-i Millîyemiz Nedir? (16.s.); Hilâl-i Ahmer menfaatine Tiyatro (20.s.); Büyük Türk Şairi Mehmed Emin Bey'in Son Manzûmelerinden: Vur (21.s.) gibi...

Ancak, bu yazılardan belki de daha önemlisi Türkiye ve yabancı basından yapılan aktarmalar / çevirilerdir. Özellikle yabancı basından 'İstiklâl Harbi' ile ilgili haberler, yazılarla halkımız gerçekleri öğrenmek ve de Türkiye ile 'bütünlüğü' sürdürmek imkânını buluyordu. Bunlar Türkiye'nin Tan, Vakit gazeteleri ile türlü ülkelerin Near East, Times, Egyptian Gazette, İtalien Agent gibi basın kaynakları idi.





 
Bu site Kültür ve Turizm Bakanlığı Bilgi Sistemleri Dairesi Başkanlığı tarafından hazırlanmıştır.
Bu sayfa 1280 kez gösterilmiştir.